İslâm, Asr-ı saâdet’te tamamlanıp kemâle ermekle birlikte sahabe devrinin sonlarına doğru siyasî ve
fıkhî meselelerde ortaya çıkan görüş ayrılıkları daha sonra itikadî boyut kazanmış ve bazı Müslümanların
zihinlerinde şüpheler ve yanlış inançlar oluşmuştur. Selef-i salihîn devrinden itibaren âlimler genel
manada şüphe ve yanlışların karşında gerçekleri ortaya koymaya çalışsa da bazı şüpheler ve yanlışlar az
veya çok bir şekilde varlığını devam ettirmiştir.
Özellikle on d ...